
Genç piyanist Elif Işıl Karakaş: “Anıtkabir’in kocaman avlusunda Ata’mızın en sevdiği eserleri sadece ona çalmak isterdim.”
Yeteneği henüz anaokul yaşında fark edilen üstün yetenekli piyanist Elif Işıl Karakaş, önce Antalya’da üstün yetenekli öğrencilerin özel eğitim gördüğü Antalya Bilim ve Sanat Merkezi’nde (BİLSEM) Gökçe Göktepe’nin öğrencisi olarak başladığı müzik yolculuğunda, geçtiğimiz hafta Manhattan School of Music’e kabul edilmesiyle birlikte onu tanıyan, tanımayan herkese çok büyük bir gurur yaşattı. Hatta bu şansı piyanosunun bir tuşunun sürekli takılmasıyla yakalaması da ayrı bir üstün başarı öyküsü ve kriz yönetimi örneği.
Türkiye ve Avrupa’da birçok yarışmada dereceleri bulunan Elif Işıl, Teksas’ta eyalet çapında düzenlenen bir yarışmanın da tüm etaplarını birincilikle tamamlamış iki yıl (2017-2018) üst üste Texas All State Grand Prix’nin sahibi olmuştu. Ayrıca yine 2017 yılında ABD’de düzenlenen Carmen Clavier Klasik Piyano Yarışması’nda da 130 kişi arasında 6’ncı olmayı başarmıştı.
Ayrıca, 2012 Eylül ayında Bulgaristan’ın Dobriç ve Albena şehirlerindeki 4 kıtadan 21 ülkeden yarışmacıların katıldığı, Uluslararası ‘’Hopes, Talents, Masters’’ Klasik Piyano yarışmasında ülkesine 2.lik ödülü ile dönmesi, 7-10 Mayıs 2015 tarihlerinde Fransa’nın Paris şehrinde Skryabin Konservatuvarı’nın düzenlediği “15. Uluslararası Piyano Yarışması”nda 3.lük ödülü alması, SANSEV İstanbul Uluslararası Çoksesli Korolar Yarışmasında En Uyumlu Koro seçilen Okul Korosuna En Genç Korrepetitör olarak eşlik etmesi, ona bu süreçte çok büyük bir özgüven kazandırmış.
Elif Işıl, Ağustos 2017’de ABD’nin en büyük okul orkestrasına başvurmuş ve burada lise eğitimine başlamıştı. Ancak hedefi, tüm bu eğitimini tamamladıktan sonra Türkiye’de akademiye katkı sağlamak, birikimlerini ve farklı müzik perspektiflerini Türkiye’de genç müzisyenlerle paylaşmak.
Tamara Poddubnaya, Andreas Staier, Barış Büyükyıldırım, Gergely Boganyi, Andrea Lucchesini, Hüseyin Sermet, Freddy Kempf, Gülsin Onay, Khatia Buniatishvili, Joseph Rackers ve daha birçok değerli piyanistin ustalık sınıfında kazandığı deneyimleri, içinde bastıramadığı piyano tutkusuyla birleştiren Elif Işıl, Manhattan’dan gelen haberi duyduğundaki ruh halini “tüm gece suratımın ortasında kocaman bir gülümseme vardı” şeklinde anımsıyor.
Türk ve yabancı göçmen çocuklarına ücretsiz piyano ve solfej dersleri veriyorum, ayrıca Houston foodbank, şehir kütüphanesi, çocuk hastahaneleri gibi kuruluşlarda da gönüllü olarak çalışan bu “yükselen piyanist yıldızımız”, piyanosunda Türk Beşlilerinin eserlerini yaşatmayı çok seviyor. Örneğin, 2017 Mayıs ayında TÜBİTAK için hazırladığı ‘Türk Beşlilerinin Müziğimizdeki Yeri” Projesiyle 5 Türk bestekarımızın eserlerini yorumladığı solo konserler verdi.
Henüz 10 yaşında iken, çok vizyoner biri olduğu daha sonraki aşamalarda bir kez daha görülecek olan öğretmeninin “Çaldığın eserlerin ne ifade ettiğini bilmezsen sadece tuşlara doğru basmış olursun. Bunu anlamak ve o hislerle çalabilmek icin onların eserlerini kendi el yazılarından kendi dillerinde aldıkları notlardan anlayıp çözebilirsin” demesi ise, Elif Işıl’ın müzik hayatındaki hedefleri üzerinde bütünleştirici anlamda çok büyük bir etki doğurmuş ve o yaştan itibaren nota, müzik tarihi ve arşiv araştırmaları yapmak üzere İngilizce’ye ek olarak Rusça ve Almanca dersleri almaya başlamış. Kendisi ayrıca Ocak ayından beri Cumartesi günleri Klasik Nota adlı bir radyo programı sunuyor ve bu programa hazırlarken de müziğe dair bilgilerini sürekli güncel tutmak için yoğun bir uğraş veriyor.
Işığı, tutkusu, azmi ve heyecanı piyano tuşlarından tüm dinleyicilerinin kulağına yayılan, kendisine başarılarıyla ve hayata baktığı hümanist çerçeveyle hayran bırakan bu genç yeteneğimizi tanımalısınız, zira ileride kendisinden çok daha fazla söz edeceğiz. Yolu her daim açık olsun, belki söyleşimizin sonunda sorduğum gibi günün birinde Central Park’ta bir resital bile verir 🙂

Biz aslında kabul aldığım başka bir okula gitmeye çok sıcak bakıyorduk, hatta annem o sehirde emlakçılarla iletisime geçti, güvenli ve yakin bir bölgede ev bakmaya başlamıştık. 31 Mart akşamı sonuçların açıklanacağını hatırladım. Emaillerime baktım ve kabul mektubumu okuyunca çok sevindim. Bütün gece anneme okul hakkındaki hayallerimi anlattım. Hem heyecanlı hem de çok mutluydum. Suratımın ortasında kocaman bir gülümseme vardı bütün gece, uyuyamadım bile.
Pandemi dolayısıyla bütün auditionlar online idi. Her etapta onlara piano recordingler gonderdim. Canlı Zoom meeting ile yüz yüze de bir mülakat yapıldı, odamı bile gezdirdim onlara online olarak. Evdeki piyanomun bir tuşu da takilmaya baslamıştı.. Annem ile defalarca konustuk bu detayı onlara söylemeli miyiz, söylememeli miyiz diye. Soylememeye karar verdik. Ben de elimden geleni yaptım. Teknik ve nüanslar ile tolere ettik sanırım.
Eğitimimi tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönmeyi düşünüyorum elbette. Öğrendiklerimi, müziğimi ulkemin çocuklarıyla, gencleriyle paylaşmak, bildiklerimi öğretmek icin dönmek istiyorum. Ülkemde özellikle akademik alanda çalışmayı çok isterim. Dünyanın birçok ülkesinden müzik egitimi alan ouksekogrenim öğrencilerine ücretsiz ya da yüksek burslu egitim ortamı oluşturarak bildigimiz her şeyi exchange edebileceğimiz bir akademik egitim ortamı oluşturmayı çok isterim. Dünyaya Türk ekolunu tanıtmak icin güzel bir fırsat olur sanırım.
Annemin, ben 4.5 yaşımda iken beyin loblarimin aktif çalışabilmesi için bir enstruman çalmamı istemesiyle başlamış her şey. 4.5 yasinda piyano derslerine baslatti beni. Ogretmenim benim cok iyi bir kulagim olduğunu farketmiş. İki yil boyunca derslere devam ettim. Ogretmenim konservatuar sinavlarina girmemi önermiş. 2010 yılında konservatuar sınavlarına girdim ve kazandım. Gökçe Göktepe ile akademik müzik eğitimim başladı böylece.
İlk başladığım zamanlarda haftada iki saat öğretmenlerim ile piyano dersi, günlük birer saat de kendim evde pratik yapıyordum. Sonra ilk yarışma heyecanıyla birlikte çalışma sürelerim gittikçe artmaya başladı. Ama bundan hiç şikayet ettiğimi hatırlamıyorum
Ben müziğe başlarken müziği mesleğim olarak seçmeyi düşünmemiştim. Konservatuar bunun dünyanın en güzel mesleği olduğunu görmemi sağladı ve müziğin gizli iç dünyasını keşfettim. BILSEM ile de farklılıklarımı farkettim. Benim gibi olan, benim gözümden bakan, aynı seyleri yaşadığım arkadaşlarımla ortak bir noktada buluşup hep birlikte çok güzel projeler yapmanın keyfini yaşadık. Proje yapmayı ne kadar sevdiğimi farkettim.
Türk beşlilerinin hepsinin eserlerini çok seviyorum, hepsinin eserlerini çaldigim bir proje konseri de yapmıştım 2016’da BILSEM’de iken.
2012 Uluslararası ‘’Hopes, Talents, Masters’’ Klasik Piyano yarışması 2.lik
2013 Uluslararası ‘’10. Horowitz Competition’’ 5.lik
2015 “15. Uluslararası Piyano Yarışması” 3.luk
2016 USA Uluslararası Klasik Piyano Yarışması 6.lık
2017 SANSEV İstanbul Uluslararası Çoksesli Korolar Yarışması (En Uyumlu Koro Ödülü – Korrepetitor)
2017 Okullar arası Klasik Müzik Yarışması 3.lük
2017 Texas Eyalet Piyano Yarışması (3 kategoride 1.lik)
2018 Texas Eyalet Piyano Yarışması (3 kategoride 1.lik)
Dr. Fred and Wanda Pauling Piyano Yarışması 2.lik
2019 Texas Eyalet Piyano Yarismasi 3.lük
2017/2021 Liseler arası bircok yarisma (Tamamında 1.lik)
Ilk masterclass dersimi 9 yaşında iken Tamara Poddubnaya ile yapmıştım. Dokuz günlük festival/yarışma boyunca yüze yakın masterclass yaptı sanırım ve birçoğuna katılıp dinledim. Tamara Poddubnaya’nin sahip olduğu repertuar beni cok sasirtmisti.
Her sanatçı farklı bir ekolden geliyor ve o ekolu temsil ediyor. Parçalar yüzyıllardır aynı olmasina rağmen her sanatçı farklı yorumluyor. Masterclasslarda bu çeşitliliği görmek öğrenciler icin çok önemli.
Müzik bazen durgun bazen hırçın mavinin onlarca tonunu yansıtan kocaman bir okyanus gibidir. Okyanusların başkenti olmaz müziğin de bir başkenti olmamalı. Özgür olmalı, sahipsiz ve sınırsız olmalı. Ama yine de bir şehir söylemem gerekiyorsa müziğin başkenti Viyana’dır ama İstanbul olsun çok isterdim.
Anıtkabir’in o kocaman avlusunda Ata’mızın en sevdiği eserleri piyanomla sadece ona çalmak isterdim.
Ayrıca, bir Cruise gemisinin güvertesinde okyanusun ortasında ve okyanusun sesi eşliğinde, gemi çalışanlarından geminin yolcusu olan misafirlerine kadar herkesin dinleyebileceği biletsiz bir konser vermek güzel olurdu.
Türk ve yabancı göçmen çocuklarına ücretsiz piyano/solfej dersleri veriyorum, ayrıca Houston foodbank, şehir kütüphanesi, çocuk hastahaneleri gibi kuruluşlarda da gönüllü olarak çalışıyorum. Okul orkestrası arkadaşlarımla bazı sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerinde gönüllü konserler ve moral konserleri verdim.
Bizim evde televizyon çok az izlenir. Bir gün Bahar Dördüncü ve Ufuk Dördüncü ile masterclass yapıyordum; bana Debussy’nin kızı icin yazdığı bir eserini anlatabilmek icin bir çizgi film ile örnek verdiler ama ben o çizgifilmi hiç izlememiştim. O zaman, ne kaçırıyorum acaba demistim kendi kendime. Tabii ki bu bir fedakarlık degil ama herkesin izlemiş olduğu bir çizgifilmi bilmiyordum. Çok kitap okuduğum icin kitaplar bana çizgifilmlerden daha güzel geliyor ve bana daha güzel şeyler katıyorlar. Evet, yaşıtlarıma göre çok çalışıyorum, ama spor da yapıyorum, resim de, satranç da oynuyorum, tiyatroya ve sinemaya da gidiyorum, tenis de oynuyorum, gönüllü projelere de katılıyorum. Aslında televizyonun bizden çaldığı vakti ben kendim için kullanabiliyorum.
Bir dünya müziği yapıyorsanız bunu yapan diğer ülkelerin müzisyenleriyle etkileşimde olmalısınız. Yurtdışında, özellikle de Amerika’da, dünyanın her yerinden müzisyenlerle aynı parçayı farklı tekniklerle dinleyebiliyor, kritik edebiliyorsunuz. Müziğiniz ile siz de zenginleşiyorsunuz. Beklentim yapabildiğimin en iyisini yapabilmek.
Horowitz, Rubinstein, Daniel Barenboim, Khatia Buniatishvili, Andras Schiff, örnek aldığım bazı piyanistler.
Fazıl Say, Gülsin Onay, Hande Dalkılıç gibi çok fazla isim sayabilirim çünkü hepsi birbirinden farklı ve çok özel sanatçılar.
Hiç boş vaktim yok aslında. Çok fazla ödevim oluyor. Her ders icin ayrı ayrı saatler süren ödevlerim var. Ödevlerimi gece yarısı yapmak zorunda kalıyorum bazen. Tatillerde de pandemi nedeniyle önceki kadar çok aktif bir hayatım yok. Pandemi başladığından beri boş zamanlarımda müzik dinliyorum, resim yapıyorum, radyo programım icin hazirlaniyorum, bunun dışında geçen hafta Amerikan kurabiyesi yapmayı denedim, annem çok beğendi.
Belki bir gün, neden olmasın? Kuş sesleri eşliğinde küçük bir resital vermek güzel olurdu.